Karakas - Venezuela'nın başkenti
Bugün Caracas, Latin Amerika'daki en hızlı ve en dinamik gelişen şehirlerden biridir. Venezüella'nın başkentinin hem ekonomik hem de önemli bir kültür merkezi olduğu açıktır. Farklı ülkelerden gelen turistler, her şeyden önce, buraya gelmek için çalışıyorlar, sonra inanılmaz bir ülkede yolculuklarına devam etmek için çalışıyorlar.
Eski şehir
Dünyanın herhangi bir başkenti gibi Karakas da şartlı olarak Eski ve Yeni Kentlere ayrılmıştır. Tarihi ve kültürel cazibe merkezlerinin çoğu, El Centro olarak adlandırılan eski bölümünde yoğunlaşmıştır..
Eski şehrin merkezi var - Plaza Bolivar. Bu meydanın adı Venezuela'nın ulusal kahramanlarından biri - Simon Bolivar. Fotoğrafı, biyografisi, bir kahramanı tasvir eden hediyelik eşyaları ve devrimci semboller her yerde görülebilir.
Bolivar Meydanı'nda bağımsızlık savaşçısının adı ile doğrudan ilgili olmayan, ancak turistlerin dikkatine layık birçok anıt var. Venezüella başkentinin konukları arasında hayranlık duyulan iç çekişlere, ana dini bina olarak kabul edilen katedral olan Catedral de Caracas neden oluyor. Buna ek olarak, meydanda çeşitli müzeler de var: Kentin tarihini, kökenini, oluşumunu ve modern varlığını anlatan Karakas Müzesi; Dini sanatların geniş koleksiyonlarını barındıran Sacro de Caracas Müzesi. Bu müzeler mimarlık açısından çok önemli değil, aynı zamanda içlerinde depolanan servet açısından, açıklaması sadece sıradan ziyaretçiler tarafından değil, profesyoneller tarafından da beğenilen stok koleksiyonları.
Başka bir müze merkez meydandan sadece bir blok ötededir. Ev müzesinde denir «Libertador», Simon Bolivar bir zamanlar yaşadı. Bu nedenle, bu ev başkentin her sakininin gururu. Bina, mimari açıdan da ilginçtir - sömürge tarzının parlak bir temsilcisi olarak.
Biraz tarih
Bir zamanlar Venezuela'nın mevcut başkenti yerinde, Karakas Kızılderili kabilesine ait köylerden biri vardı. Yerel sakinlerin yerleşimi yakıldı ve 1567'de modern şehrin ilk binaları burada ortaya çıktı.
Karakas'ın kurucusu İspanyol fatihi Diego de Losada'dır. Ancak, İspanyollar sakin bir yaşam sürmedi, çünkü şehre sürekli korsanlar saldırdı. Daha sonra Karakas, İspanyol valisinin oturma statüsünü aldı. Gelecek merkez Fransızlarla yüzleşmek zorunda kaldı, 1777'de Venezuela'nın resmi başkenti haline gelene kadar.